Deseni Yaratıcı Kılmak
Serap Eyrenci'nin Desenleri Üzerine
Desen, resmin temeli olduğu kadar düşünsel ve biçimsel anlatımında önemli ayraç noktalarından birisi. İnsanoğlu bilinçli bir sanatçılaşma evresi yaşamadan çok önce de, mağara duvarlarına 'desen' çizerek, yaşadığı dünyaya tanıklığını gösteriyor ve kendisinin bu dünyanın özgün bir varlığı olduğunu anlatıyordu.
Desen olgusu, görsel dünyanın dönüştürülmüş gerçekliği üzerine kurulu olduğu kadar, aynı zamanda bilinç ve bilinçaltı süreçlerinin görsel ifadesi olarak da karşımıza çıkar. Çizmektir onun en başlangıcı; İfade, düşünce, tasarı ve kavram; bir noktadan başlayan çizme ediminin somut bir varlığa dönüştüğü andaki adı olarak 'desen' ortaya çıkar; bir görsel varlık gerçekliğine kavuşur.
Hemen hemen bütün ressamların kendine özgü desen anlayışları vardır ve bu desen anlayışları bir diğerinden farklıdır.
Picasso Cezanne'den farklıdır. Van Gogh Dali'den... Keza, İbrahim Çallı'nın desen anlayışıyla Osman Hamdi'nin desen anlayışı ne kadar farklıdır. Yine elbet Süleyman Saim Tekcan'ın desen algılaması, Devrim Erbil'den, İsmail Avcı'nın ve Ramiz Aydın'ın desen sorunsalı Serap Eyrenci'den ve tabi Serap Eyrenci'nin Adnan Çoker'den ve tüm diğerlerinden farklıdır. Desende renk ve biçimde olduğu gibi bu farklılıklar sanatçı kişiliğin olmazsa olmaz kuralı, açılımı ve doğallığıdır da aynı zamanda. farklı olmayan desen ve görsel anlatım sanatçılaşma sürecini de krize sokacaktır. Nitekim bu krizi yaşayan sanatçılar vardır bugün...
Kelimeler bir yazınsal anlatıda ne kadar önemliyse ve nasıl bir kişi kelimeleri düzgün kullanma becerisiyle 'yazar' olmayı hak ediyorsa; yine aynı şekilde deseni var etme becerisi, çizgiye kazandırdığı özgün anlam ve katman boyutunda da ressam, hakiki ressam olmayı, bir sanatçı olarak anılmayı hak edecektir.
Bu yönüyle Serap Eyrenci sanatçı katına yükselmiş resim çizenlerden biri olarak karşımıza çıkar. Biliyoruz ki her ressam sanatçı değildir. Resmetme, ifade etme bir boyuta kadar herkes tarafından gerçekleştirilir; ama yetkin, özgün, kalıcı ve uslüp sahibi olmak ancak sanatçı özelliği olan ressamlar için söz konusu olacaktır.
Serap Eyrenci'nin desenleri, tüm resimlerine temel teşkil eden bu yapısı ve figür kuşağının özgün tanımcısı kimliği ve desene getirdiği özgün solukla, sanatçı tanımlamasının merkezine yerleşen ressamlardan biri olmayı çoktan hak ettiğini gösterir. Bu desenler zorlamasız bir ifadenin, kendini dönüştüren bir gerçekliğin; çokluk çizgisel uslüp içinde birliği ve yetkin yalın anlamı ifade etmeyi amaç edinen kalıplarıyla, izleyenlerde en başta bir saygı uyandırır. Desene olduğu kadar bu saygı, deseni var eden sanatçıya, onun bütün resimsel dünyasına ve desenle kurduğu özel ve kişilikli görsel anlam dünyasınadır da aynı zamanda...
Onun desenleri kendi özel dünyasını kurmuş, o dünyanın penceresinden hayatı algılayan, kendi kişisel yaşantısı ve tarzıyla özgün var oluşsal serüvenini sürdüren sanatçının dışavurumu olarak karşımıza çıkar. Bir hareket ritmine oturur. Kuşatıcıdır ve samimidir.
Dolambaçlı yollara sapmaz ve insanlarda karmaşa beklentisi yaratmaz. Sanatçının kişisellik yoğun çizgisel üslubunun, doğayla harmanlanan formu; giderek oradan figüre dönüşen ve doğa - insan birlikteliğini kişiselliğn izinde yorumlayan yaklaşımlarıyla her biri yetkin yalın tanımın içine oturur. Kısacası onun desenleri ben olma sürecini çoktan geride bırakmış bir usta sanatçının bütün özgün ifadelerini taşır. Bu boyutuyla da Türk figür resmi içinde özgün bir yer işgal eder. Desende olgunlaşmamış birçok ressamın ötesinde güçlü bir karakter yapısıyla durur.
Ümit Gezgin
Bahariye Sanat Gazetesi